top of page

Likidite Yönetiminin Önemi ve Stratejik Yaklaşım





Finansal Bakış Manifestosu



Likidite Yönetiminin Önemi ve Stratejik Yaklaşım


Öyle anlaşılıyor ki bu konunun üzerinde defalarca durmak, ısrarla paylaşımlarda bulunmak, dikkatleri çekmek, daha anlaşılır izahlarda bulunmak şart.


Bu yüzden konunun önemini yeniden ele almak ve bir "manifesto" şeklinde dikkatleri çekmek istedim.


Şirketlerin Finans Yapılarının Kalbi: Likidite

Yıllara sari finansal tecrübeme güvenerek şunu açıkça söylemeliyim ki bir şirketin yaşam döngüsü, finansal sağlığına bağlıdır ve bana sorarsanız bu sağlığın en kritik bileşeni de likiditedir. Likidite, çoğu zaman pek çok yazıda, makalede veya tanımda "bir şirketin kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama yeteneği" olarak tanımlanır, ancak bundan çok daha fazlasıdır.


Likidite, bir işletmenin yaşam belirtisidir; hareket kabiliyetini, sürekli ve sürdürülebilir orta ve uzun vadeli başarısını destekleyen bir güvenlik ağıdır. Bu sayede o işletmenin çalışanlarından tedarikçilerine tüm paydaşları da kendini güvende hisseder. Bu nedenle, bir firmanın finansal yönetiminde likiditenin önemi asla göz ardı edilmemelidir.



Likidite'n kadar hükmedersin.


Likiditenin ne kadar kritik bir faktör olduğunu anlamak için tarihten bir örnekle konuyu derinleştirelim.


Vesikalara baktığımızda; tarihte birçok büyük imparatorluğun ve krallığın çöküşünün, çoğu zaman savaş meydanlarında aldıkları tarihi yenilgilerden kaynaklandığını okuruz, biliriz.


Komutanlarının ihanetine uğrayan hükümdarlar, müttefiklerinin beceriksizliğine kurban giden krallar, hatalı askeri stratejik kararlarının bedelini ödeyen imparatorlar...


Ancak, finansal yönetimi ihmal eden hükümdarların da ülkelerini felakete sürüklediği örnekler mevcuttur.


Örneğin, 16. yüzyılda İspanya Kralı II. Felipe...


II. Felipe'nin dönemi, İspanyol tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. İspanyol İmparatorluğu'nun en güçlü dönemlerinden birinde tahtta olan II. Felipe'nin saltanatı, İspanya'nın küresel bir güç olarak zirvede olduğu zamanları temsil eder. Ancak, aynı zamanda İngiliz Armadası'na karşı başarısızlığı gibi askeri yenilgilerin yanı sıra, özellikle ekonomik başarısızlıklarla da doludur.


Evet, dünyanın en güçlü ordularından, en kudretli donanmalarından birine sahipti. Ancak, sürekli savaşlar, bu savaşların gerektirdiği çok büyük harcamalar (mesela güçlü donanma kurmak için inanılmaz paralar harcanması) ve saltanatın aşırı lüks harcamaları, krallığın maliyesini çok zorladı. Kralın devlet tahvilleri üzerinden yoğunlaşan devasa borçları, nihayetinde çok derin likidite kriziyle sonuçlandı ve İspanyol İmparatorluğu'nun iflasını ilan etmesine yol açtı.


En basit anlatımıyla bu durum, İspanya'nın, İspanyol halkının uzun yıllar boyunca ekonomik zorluklarla karşılaşmasına neden oldu.


İspanya'nın ve İspanyol halkının uzun yıllar boyunca ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmasına neden olan bu durum; güçlü bir askeri varlığa sahip olmasına rağmen, likidite sorunlarının bir imparatorluğu nasıl çaresiz bırakabileceğini gösteren önemli tarihi derslerden birisi niteliğindedir.


Elbette ki daha kapsamlı tarihi detaylar keşfetmek isteyenler için bu örnek sadece bir başlangıç olabilir.


(Osmanlı İmparatorluğu'nun da çöküşünün nedenleri arasında finansal sorunlar olduğu muhakkaktır ancak bu başka bir yazının konusu olsun inşallah.)

 


Likidite Yönetiminin Stratejik Önemi


Likidite ne işe yarar, gelin kısaca bir göz atalım:


  • Günlük Operasyonların Devamlılığı: Likidite, bir şirketin günlük operasyonlarını sürdürmesi için gereklidir. İşletmenin nakit çıkışı gerektiren giderleri, maaş ödemeleri, çek ödemeleri, hammadde alımları gibi kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayabilmesi likidite kabiliyetine bağlıdır. Düşük likidite firmanın ömrünü kısaltır.

  • Krize Hazırlık ve Müdahale Yeteneği: Ekonomik durgunluklar, piyasa dalgalanmaları veya ani gider artışları gibi durumlarla başa çıkma yeteneği, likidite yönetimi ile doğrudan ilişkilidir. Likiditesi yüksek bir şirket, beklenen ya da beklenmeyen krizlere karşı çok daha dirençli olur. Yani immün sisteminin güçlü olması zor koşulları kolaylıkla savuşturabilmesine imkan tanır.

  • Yatırım Fırsatlarının Değerlendirilmesi: Likiditesi güçlü bir firma, yeni yatırım fırsatlarını değerlendirme ve hızlı hareket etme kabiliyetine sahiptir. Bilinçli şirket sahipleri, pazarın sunduğu fırsatları kaçırmamak için likidite rezervlerini korumanın önemini bilir.



    Finansal Bakış Açısı ve Öneriler


  • Proaktif Likidite Yönetimi: Likidite, sadece kriz zamanlarında değil, her zaman dikkatle yönetilmesi gereken bir unsurdur. Şirketler, nakit akışlarını sürekli izlemeli ve öngörülemeyen giderler için yeterli rezervleri bulundurmalıdır. Kapsamlı bir nakit akış tahmini yapılmalı ve bu tahminler düzenli olarak güncellenmelidir.

  • Finansman Kaynakları: Likidite rezervlerini yönetirken, firmanın faaliyetlerinden elde ettiği likiditenin haricinde esas olan tek bir yabancı finansman kaynağına bağımlı kalmamaktır. Ancak ülkemizde ana finansman kaynağı büyük çoğunlukla banka kredileridir. Banka kredilerinin dışında firmanın ölçeğine ve diğer etmenlere göre değişmekle birlikte tahvil ihraçları, ticari alacakların faktoring'i gibi çeşitli finansman yöntemleri de değerlendirilebilmelidir. Bu, bir kaynakta yaşanabilecek olumsuzlukların şirketi sarsmasını önler.

  • Stok ve Alacak Yönetimi: Yavaş hareket eden stoklar ve geciken alacaklar, likiditeyi olumsuz etkiler. Stok yönetiminde daha çevik yaklaşımlar benimsenmeli, tahsilat süreçleri hızlandırılmalı ve ticari alacaklar yakından izlenmelidir.

  • Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Kullanımı: Dijitalleşme, likidite yönetiminde büyük bir avantaj sağlayabilir. Büyük veri analizleri ve yapay zeka destekli tahmin modelleri, şirketlerin likiditeyi daha etkili yönetmesine olanak tanır.

  • Esnek ve Dinamik Bütçeleme: Geleneksel sabit bütçeleme yerine, esnek ve dinamik bütçeleme teknikleri kullanılabilir. Bu sayede, piyasa koşullarındaki ani değişikliklere hızlıca yanıt verilebilir ve gelir gider dengesindeki gelişmelere paralel likidite krizleri önlenebilir.


Şirket Yönetimleri İçin Öngörüler


  • Şeffaflık ve İletişim: Şirket yöneticileri, likidite durumunu gerekli gördükleri tüm paydaşlarla şeffaf bir şekilde paylaşmalı ve olası riskler hakkında proaktif bir iletişim stratejisi benimsemelidir. Bu, paydaşlar arasında güvenin inşa edilmesine ve yönetimin daha etkili olmasına katkı sağlar.

  • Kurumsal Yönetim İlkeleri: Likidite yönetimi, kurumsal yönetim ilkeleri ile entegre edilmeli, yöneticilerin bu konuda hesap verebilirliği sağlanmalıdır.

  • Sürdürülebilirlik: Uzun vadeli başarı için, kısa vadeli likidite yönetimi ile uzun vadeli stratejik hedefler dengelenmelidir. Bu, şirketlerin hem günlük operasyonlarda hem de gelecekteki büyüme planlarında likiditeyi merkezde tutmasını sağlayacaktır.


Sonuç: Likiditeyi Yönetmek, Geleceği Yönetmektir


Şirketlerin finansal sağlığı, stratejik planlamalarının merkezine likiditeyi koymalarına bağlıdır. Likiditenin önemini anlamak ve bu doğrultuda proaktif adımlar atmak, sadece bugünün değil, yarının da başarılı bir şekilde yönetilmesini sağlar. Likidite, sadece bir mali gösterge değil, bir şirketin varlık nedenidir. Bu nedenle, her finansal karar, likidite göz önünde bulundurularak verilmelidir.


Unutmayın; likiditeyi yönetmek, geleceği yönetmektir.



 
 
 

Comments


© 2021 Dr. Tunakan Duran  

Lütfen izinsiz alıntı yapmayınız.

Bizden aldığınız hizmeti değerlendir misiniz?
Memnun Kalmadım.Daha İyi Olabilirdi.İyi Bir İş Çıkardınız.Çok Güzel Bir Çalışma Oldu.Fevkalade Bir İşbirliği Oldu.
  • YouTube
bottom of page